Öngörülerim iktidarın çok yakın bir zamanda Türkiye’yi yaşadığı ekonomik krizden kurtaracak büyük bir hayali altın rezervi bulacağını söylüyor.

Birkaç sene önce, ne zaman dolar kuru yükselse havuz medyası; “Katardan 100 milyar dolar geliyor”, “Birleşik Arap Emirlikleri’nden 100 milyar dolarlık yatırım” şeklinde başlıklar atarlardı.

Böylece kitleye umut aşılayıp, dikkatleri başka yere yönlendirirlerdi.

Geçen hafta Suudi Arabistan’dan başlayan Türk mallarını boykot çağrısı Kuzey Afrika dahil tüm Arap ülkelerine yayıldı.

Dış politikada hüsrana uğrayan Türkiye’nin hiçbir müttefiki kalmadı.  

Anlayacağınız 100 milyar dolar gelecek hiçbir ülke yok. AKP medyasının yeni bir şeyler bulması lazımdı.

Çare olarak, Karadeniz’de doğalgaz rezervinin bulunduğu müjdesini sarıldılar.

Bir hafta önceden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjdeyi duyuracağı ilan edildi. Bir hafta boyunca merakla bekledik. Nihayet bir hafta sona, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğalgaz rezervinin keşfedildiğini açıkladı.

Bunu doğalgazı bulduk, Türkiye kurtulacak, zengin oluyoruz, havasıyla sundular.

Ama bu müjde beklenen etkiyi yaratmadı.

Piyasalar üzerine olumlu yönde hiçbir katkı oluşturmadı.
Doların yükselişine engel olamadı.

Çünkü bu açıklanan rezerve miktarı şuan sadece keşif. Öncelikle kanıtlanması, sonraki fizibilitesi yapılması gerekiyor.

Çıkartılacak gazın metreküp maliyeti ne kadar? Bunun hesaplanması lazım.

Söz konusu bölgede deniz derinliği 2100 metre, deniz tabanına indikten sonra da 1400 metre kazılması gerekiyor ki söylenilen doğalgaza ulaşılsın.

Bunun bir maliyeti olacak.
İhtimal oradan çıkarılacak doğalgazın metreküp maliyeti, şuan dışarda alınan doğalgazdan daha pahalı olacaktır.

Ben öyle bir doğalgaz rezervinin olduğuna inanmıyorum. Gerçek olduğunu varsaysak bile, o gazın oradan çıkarma maliyeti ve değerini bilip ona göre karşılaştırma yapıp, sonra konuşmalıyız.

Örneğin, Romanya’da benzer bir durum yaşandı.  Romanya Tuna Nehri Havzasında 300 milyar metreküp civarı doğalgaz bulduğunu duyurdu. Ama çıkarma maliyeti, değerinden yüksek olduğu için, çıkarmaktan vazgeçti.

Kaldı ki Karadeniz Tuna nehrinden daha derin ve maliyete daha fazla olacak…

Dolaysıyla AKP iktidarı yeri arayışlar içerisinde.

1 Ocak 2019 tarihinden günümüze kadar, doların yükselişini durdurmak için 120 milyar dolar, adeta çöpe attılar. Her ne kadar çöpe atılan bu miktar ile doların yükselişini durduramazsalar da yavaşlattılar.

Karşılıksız Türk Lirası basıp, bu parayı Katar’a götürüp dolar çevirdiler. Böylece ülkeye kısmı de olsa doların girişini sağlamış oldular.

Dolar karşılığında Türk Lirası alan Arap Şeyhleri bu Türk Lirası ile gelip Türkiye’de emlak aldı.

Bu alışveriş ilk bakışta çok karlı bir alış veriş gibi görünüyor olsa da, sonucu itibarı ile enflasyona sebep oluyor. 

Türkiye karşılıksız para basıp Katar'a götürüyor,
Katar’dan dolar getirerek, Türkiye’ye döviz girişi sağlıyor.
Sonra bu karşılıksız basılan para, Katar’dan tekrar Türkiye’ye geliyor, ve bu para ile emlak satılıyor, yandaş müteahhit mutlu.
Enflasyon yükselmiş, vatandaş evine ekmek götüremiyormuş, kimin umurunda.

Evine ekmek götüremeyen pasta götürsün, kardeşim....

“Al bir keyif çayı!” demle.

Ne yaptılarsa da dövizin yükselişine mani olmadılar.

Dış güçler kozu da artık etkili olmuyor.

Tahminim mecburen yakın bir zamanda hayali bir altın rezervi uyduracaklar.

Bir iki hafta içinde, Türkiye’nin herhangi bir şehrinde, bilmem ne kadar ton, altın rezervi haberlerini duyarsanız şaşırmayın.

Elbette, hayali altın rezervi de kötü gidişe çare olmayacaktır.

Çünkü, Erdoğan ve AKP iktidarda olduğu sürece dolar yükselecek, ekonomi her geçen gün kötüye gidecektir.

Zira mesele ekonomi değil!

Mesele hukuk, adalet, demokrasi, eşit dağılım meselesidir. Bunların olmadığı hiçbir ülke zengin olamamıştır.

Amaaaaan boş verin!
“Nasıl olsa maaşımızı dolar ile almıyoruz!”

Bize ne dolar kurundan…